"Kırmızı Çocuklar Ülkesi " Kutsal bir çiçek dokunuyor yüzümün sokak aralarına, koklamak nedir bilmiyor hiçbir pencerem şimdi... Bir pencerem yok,kapımda ... Ellerim gece ve patlama sesleri ile dolu bir aydın gün . Günleri saymayı unuttum çoktan . Saymak nedir bilmiyorum ben . 13.5 Milyar yıldır evren,4.5 Milyar yıldır dünya ve 200.000 bin yıldır insan var diyor modern kuramlar, ama ben, ben ne zaman varoldum, varoldum mu ben ? Varolmak nedir bilmiyorum. Kitaplar aşkı ,ekmeğin güzelliğini, çiçeklerin kokusunu, kuşların cıvıltısını ve denizin bir tene değmesini resmetmis, oysa benim değmiyor tenime deniz, acıdan başka ,deniz ise üzerime inen modern bilimin bombaları,modern silahları... Burası Filistin kankırmız çocukların ülkesi. Biliyorum matematik gökte uçakları,denizde gemileri yüzdüren bilimin dili ama benim tek dilim yanan tenim. Kırmızı çocuklar ülkesi Filistin burası... Evet atomun çekirdeğinde nötron ,proton ve etrafında elektronlar var lakin bunları bizl
🌼Ayağı kırık atlar mevsimi bu sıcaklık. Tanıdığım tüm atlar biraz hüzünlü . Değmez yahu dünya bu kadar hüzne demişti yedi taraflı kasket takan bir dayı . Değmiyor lakin hüzün cebimizin nadide çiçeği ne yapalım yani 💐 🌻İnsan olmak muazzam bir keder öyle değil mi sevgili otobüs şoförü abi. Ne kadar da uzak kalıyor insan kendisinden ve denizden bazen öyle değil mi ? Denizi boşverme, deniz önemli. Hem nehirler birleşir deniz olur, Nehirden denize insan olmak bilir misin bunu hatirladın mi? Nehirden denize bebekler kadınlar, erkekler, babalar ve çocuklar . Her insan biraz Filistindir Sevgilim, bir o kadar hüzünlüdür yaşam denilen bu anomali 🎊 🌙Maddeden sıyrılmak bu kör gecenin koyununda yeni bir Hira bulmak ne kadar da zor . Yani demem o ki; kalmak insan olarak, o vicdani içinde taşımak, bir değirmen misali insan olmaklığı öğüten bu ayağı kırık atlar zamanı Nuh'un gemisine koşmak için yeterli bir sebep. 💫İnan hiçbir yol insanı kendisinden uzağa götürmek için yeterli uzaklığa sah
Belki insan akıl etmek ile sonsuz bir kedere müptela olmuştur kim bilir...Hem bir taştan öte kılan bizi içimizin hisleri değil mi, taşan, kavuran, yakan bizi... Biraz yol olmak eylemi var hepimizde, bilirsin yol gitmek demek, lakin yol çok, gitmek nereye ... Herkes gider yolun birine ama her yol bir yere götürür mü bilmiyorum. Misal kaybedince insan nazenin bir soluğu, bir sevgiliyi nereye gider, var mıdır yol götürecek kişiyi. Biraz bizimle gelir yol, içimizdedir, kaçsak nereye bizi bulan ,bize çıkan bir yol, bir sokak . Anlamadığımızı sandığımız herkes başka bir yolun yolcusu, insan bir yoldur kalpten kişiye. İnsan bilmek ile yol arar, yol olur, yol bulur, yolda kaybolur. Delirmek gibi ,özgürlük aklın kederinden kurtulmak olur mu ? Bu müptela olunan sonsuz kederi, delirmek eylemi çözer mi, bir çiçeği düşlerken delirmek mesela .Yol çıkar mı denize bakan bir sokağa, bıraksak aklı bilinmeyen coğrafyalara... Aslında bilmiyorum... Ya sence ... Saçlarımda ak, aklımda bir kaç
Yorumlar
Yorum Gönder