Kırmızı Çocuklar Ülkesi

"Kırmızı Çocuklar Ülkesi "

 Kutsal bir çiçek dokunuyor yüzümün sokak aralarına, koklamak nedir bilmiyor hiçbir pencerem şimdi...
Bir pencerem yok,kapımda ...

Ellerim gece ve patlama sesleri ile dolu bir aydın gün .
Günleri saymayı unuttum çoktan .
Saymak nedir bilmiyorum ben .

13.5 Milyar yıldır evren,4.5 Milyar yıldır dünya ve  200.000 bin yıldır insan var diyor modern  kuramlar, ama ben, ben ne zaman varoldum, varoldum mu ben ?
Varolmak nedir bilmiyorum.
Kitaplar aşkı ,ekmeğin güzelliğini, çiçeklerin kokusunu, kuşların cıvıltısını ve denizin bir tene değmesini resmetmis, oysa benim değmiyor tenime deniz, acıdan başka ,deniz ise üzerime inen modern bilimin bombaları,modern silahları...
Burası Filistin kankırmız çocukların ülkesi.

Biliyorum matematik gökte uçakları,denizde gemileri yüzdüren bilimin dili ama benim tek dilim yanan tenim.
Kırmızı çocuklar ülkesi Filistin burası...

Evet atomun çekirdeğinde nötron ,proton ve etrafında elektronlar var lakin bunları bizleri daha acımasızca öldürmek için bulamamıştır değil mi hiçbir bilim...

Kül kalıyor geriye annemden kırmızı çocuklar ülkesi Filistin'den.
Babam kardeşlerim un ufak olmak nedir onu anlatıyorlar bana .
Çok gelişmiş dünya duymamak ,görmemek nedir onu öğretti bana .
Ben nasıl inanırım insana...

Oysa bir bir peygamber yürümüş buralardan sidretül müntehaya.
Burası kırmızı çocuklar ülkesi diye dönmüş yüzler buraya, kıble diye.
Biyoloji ve kimyanın bulgularına göre 200.000 bin yıldır evrende var olan insan ilk buraları mukaddes kılmış.
Hayaller burası için , düşler burda kurulurmus sevgiliye dair .
O yazılmamış namutenahi şiir Gazzenin sokaklarında dolaşır sessizce .
Selahaddin burda soluk almış,burdan bakmış bir cuma sabahı güneşin ilk ışıklarına...
Yani oysa burası her yer kadar çiçekli,her yer kadar bahar mevsimi ve her yer kadar ekmeğine salça sürülen çocuklar ile doluydu ...
Mukaddes olan çocuk,salça ve ekmek değil miydi?
Nerde çocuk şimdi,salça kaldı mı kutuda anne nerde peki baba ve kardeşler nerede,bir yuva kaldı mı Gazze'de, bir ev olmak hayali ,ekmek kokusuz sokaklar ,kan kırmızısı tenler,korku dolu bir gökyüzü...
Burnum kırık , ciğerim sökük,kalbim yırtık...

"Çırpını çırpını giden atlardan indik,girmek için payavatsız yurttaşlar arasına diyen şaire merhaba,biliyorum sende kalem tutmaktan utanıyorsun günleri zulüm olan bu birkaç anda ..."

Dünya merhametini unutmuş soğuk bir kış günü ...
Dengeler, izmler, güçler, çıkarlar doğrultusunda binlerce kişinin hayatını her an modern vahşi silahlar ile kaybettiği bu zaman dilimlerinde kendi vicdanıma şiir dinletmek , şiiri kirletmez mi ?
Olamadık mi bunca sayı ile bir karınca kadar ?
Durduramadık mi kırmızı çocuklar ülkesinin kanını Filistine bir bahar getiremedik mi ?
Sorulmayacak mi bizden verince son soluğu ,önümüze gelmeyecek mi kırmızı çocuklar ülkesinin hesabı .
Sahi biz neye inanıyoruz?
Nedir o bizi her nesnel gerçeklikten daha değerli kılan kuşanılan düşünce ve eylem iman mi peki ona inanmıyor isen ya vicdan peki ya merhamet  o da mı değil?
Hangisi peki bizde olan hangisi ?
Nedir o manaya ruh giydiren yaşamı anlamlı kılan gerçeklik?

İnsandan medet ummayı kesince
" Sen ordasın kabbe orda" diyen bilge bir gün "Siz ordasınız, kırmızı çocuklar ülkesi Filistin orda" derse ve filler girerse mabede o gün, ebabiller gelirse bize utançtan başka ne kalır .
Tam burda bir şey sormak ister kalem, biz ebabil olabilir miyiz ?
Dilimizle, kalemimizle de mi ,bir paylaşım yaparak ya da birine anlatarak,hiç olmazsa bir odada ağlayarak, birini ya da kendimizi "Bir sabah gelecek kardan aydınlık" denilen o güne hazırlayarakta mi ebabil olamıyoruz.

Hani fizik var, kalem ve kağıt var ,üstelik cadde üstü şiir var, evde ekmek var ,seste çocuk var, ev var okul var, matematik bizim içinde çalışıyor, elektrik bizde de aydınlık, ses bizim içinde tınılar ile dolu, felsefe sanat ve teknoloji gerçekten bizim içinde determinist sonuçlar veriyor. Bunlarla ebabil olabilir miyiz bence oluruz.
Olmalıyız ,olmak zorundayız.
Bugün Kırmızı çocuklar ülkesi Filistin yarın biz.
O Filler birgün bizim çeperlerimize dayanmadan ebabil olmamız gerekmez mi? 
Her mazluma bir ebabil biz değilsek kim olacak.?
Kim var denildiğinde mazlum için hep biz vardık, Ay yıldızlı Al Bayrak vardı.
Yine biz varız.


Barış Altıntaş

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

🍃🌾Ayağı Kırık Atlar Mevsimi🥀🍂

Ardında Bir Yaşamın