Ekmek,Su,Döl Ve Gül
..Çünkü,boğazıma dizdiğim bunca aşk dolu sözcük soluğumu tıkıyor... Sadece doğar,karnımı doyurur ve birkaç kitap okur,hani belki aklı başında bir kelebeğe,kör bir karıncaya denk gelir,bir kurbağa ile sudan karaya nasıl çıkılır üzerine sohbet eder,sonra ölürüm diyordum. Planlarım arasında hiç "AŞK" yoktu... Yani diyorum ki yaşamaklar nakşediyor bu adı zıkkımın kökü olan sözcük... İnsan, bu durağa uğrayınca zihni ve kalbi başka bir dünyanın limanına demirliyor gibi... Yaşamaklar nakşediyor bu sözcük... Mutluluk,hüzün ve acı arasında paradoks bir yaşam dilimi... Ben hep elime yüzüme bulaştırdım,bu durakta bekleyen tanımlanması mumkun olmayan tüm eylemsel,düşünsel ve hissel duyguları... Bilmiyorum sanırım,bazıları aşkın maliki değil benim gibi... Velhasılı kelam,her sabah gözlerimin bu aleme değişi,akşama merhaba deyişim ve sigaraya yapılan zamlarla beraber geçiş yaptığım bu bağcılar meydan tütünü senden bi haber değil... Başımı yasladığım metro camı ve her daim arkamda birlestir