KORONA(Mayanlar)
KORONA(mayanlar)
İnsan, bu sınırlarını dahi bilmediği ve belkide hiç bilemeyeceği evrende kendi varlığını devam ettirebilmek için, diğer tüm türler gibi kıyasıya bir savaş halinde.Varolmak arzusu ,böyle dizayn edilmiş, bu şekilde evrimleşmiş, gen ve biyolojik formlar,varolma savaşndan elenmemek için aklın ötesinde dönüşüm ve değişimler içerisinde yol almakta.Her tür kendi habitatında(doğal ortam) biricikliğini korumak ve soluyuşuna devam etmek için,o ortamda bulunan av-avcı ilişkisine göre saldırı ve savunma taktik ve ekipmanları ile donatılmış,süreç içerisinde bu donanım ve donatım,
şekil ile beraber özellik değiştirerek devam etmiş ve etmektedir.
İnsan varolan canlı formları arasında,diğerlerine en çok etki edebilen ve onları en çok etkileyen türdür, hiç şüphesiz.Sahip olduğu düşünme,yorumlama ve sonuç çıkarma yetileri ile ekosistem üzerinde en önemli etmenlerden biri konumundadır.
Her ne kadar canlı ve cansız formlar üzerinde söz sahibi olup,onları dolaylı ya da doğrudan etkilesede,insan,varolma serüveninde oldukça ağır bedeller ödemiştir.Bu gezegende varolmak bedel ister...
Değişim ve dönüşümlere uyum sağlayıp,adapte olabilenlerin yaşam ile ödüllendirildiği bu serüven,insan içinde zorlu bir varolma alanı.
Bu varolma serüvenlerinden bir tanesi de insan için ,günümüzde yaşanan KORONAVİRÜS hadisesi.Koronavirüs Çin'in Wuhan eyaletinde ortaya çıkan ve birçok yolla bulaşabilen(solunum,dokunma vb.)bu hastalık akiğerleri tahrip etmekte ve öldürmektedir.Genel olarak belirli bir yaşın üzerinde bulunan bireyler için hayati tehlikeye sebep olan bu bulaşıcı hastalık,dünyanın her yerinde binlerce insanın ölümüne neden olmuş ve olmaktadır.Şu an için bilinen bir tedavisi olmayan bu hastalık insanoğlunun karşısında bir varolma serüvenine daha kapısını aralamaktadır.İnsanoğlu daha öncede bu şekilde yüzbinlerce insanın ölümüne sebep olan bulaşıcı hastalıklar geçirmiş ve varoldukça bu süreçleri geçimeye devam edecektir.Virüsler ve bakteriler de bir varolma savaşı içerisinde, aynı biz insanlar gibi...
Evlerine kapanmış ve hastalığın yayılmaması için mücadele eden insanoğlunun hastalıktan önce neler yaptığına bir tablo ile göz atalım .
Modern dünya diye tabir edilen bu taş devri çağında insan madde ve manaya dair ne varsa tüketti.Çağ aslında modern kölelik ve tüketim çağı.Bu tüketmek sözcüğü bilakis insan içinde anlam kazanıyor,hatta insan en çok insanı tüketiyor.Doğa katleden.diğer türlere yaşama şansı tanımayan ve kendi ihtiyacından çok daha fazlasını tüketen ve israf eden insanoğlu,tükenmek ile karşı karşıya.
Her şeyin bir uyum ve mantık kompozisyonunda birbirine perçinlendiği bu madde,mana ve varolma alanında oyunu ve kuralı bozan sadece insanoğlu.Kendisni ekosistemde en üst sistematiğe yerleştiren ve her şeyi dilediği gibi kullanıp tüketebileceğini sanan insanoğlu,aslında her şeyin doğadanın bir parçası olduğunu ve hiçbir türün diğerinden üstün olmadığını tekrardan hatırlamak ve anlamak eşiğinde.
İnsan bu ekosistemdeki yerini birgün mutlaka anlayacak,peki biribirini anlayabilecek mi?
Sanırım doğayı ve diğer canlıları da anlamanın yolu burdan geçiyor.Hep daha fazlasına sahip olma isteği ile çıkardığı savaşlar,herkesten üstte ve güçlü olmak amacı ile yaptığı entrikalar,hak yemeler,köleleştirmeler ,bir diğerini aç bırakmalar,işgal etmeler ve öldürmeler,birbirimizi anlamadığımızın vesikası değil mi ?
Kendisini mutlak güçlü ve mutlak kalıcı olarak gören tüm sistemler çökmenin eşiğinde...Adalate,düşünce ve insan olma mantığına,ahlaka uygun olmayan tüm varsayım ve realiteler,dünyadaki tüm ağırlığı 1 gram olamayan bir virüse yenilmiş durumda.
Bu perspektifte insan olmanın mantığını ve manasını insanoğlu yeniden hatırlamak zorundadır.
Bilmelidir ki;
-Varolmak her varedilenin hakkıdır,varolma hakkını elinden alma,
-Mutlak güç ve mutlak kudret sadece yaratan ALLAH'A aittir,diğer tüm güçler ve kudretler her an tepetaklak olabilir anla.
-İnsan ,insanın beşiğini sallayan ve varolmasına yardım eden ,anlam katandır,hepsine eşit,adil ve insan onuruna yakışır davranılmalıdır.
-Her insan kıymetlidir,hiçbiri mesleki statüsünden dolayı bir diğerinden üstün değildir,şimdi bir doktora, bir fırıncı ve postacıya,mahale bakkalına ihtiyacımız olduğu gibi.
-İnsan bu varolma serüveninin bir parçasıdır sadece ama sadece,kendisinin ve diğer her şeyin sahibi ALLAHTIR.
-Evreni ve doğayı her hali ile kulanmayı becerebilen insan, bunun son nokta olmadığını bilmeli ve kendisinin bu sürecin düşünen ve etki edebilen,aynı zamanda her an etkilenen bir varlığı olduğunu anlamalı ve unutmamalı.
-İnsan ve diğer canlılar nezdinde yapılan her haksızlığın karşılığının gerek bu dünyada gerekse madde ve mana alemine inanan insanlar için diğer dünyada verileceği unutulmalıdır.
-İnsan kendi kıyısının meçhülü olmaktan,kıyısını keşfeden olursa,ölümün,hayatın,madde ve mananın hakikatine varabilir,her an yeniden varolabilir.
BARIŞ ALTINTAŞ
İnsan, bu sınırlarını dahi bilmediği ve belkide hiç bilemeyeceği evrende kendi varlığını devam ettirebilmek için, diğer tüm türler gibi kıyasıya bir savaş halinde.Varolmak arzusu ,böyle dizayn edilmiş, bu şekilde evrimleşmiş, gen ve biyolojik formlar,varolma savaşndan elenmemek için aklın ötesinde dönüşüm ve değişimler içerisinde yol almakta.Her tür kendi habitatında(doğal ortam) biricikliğini korumak ve soluyuşuna devam etmek için,o ortamda bulunan av-avcı ilişkisine göre saldırı ve savunma taktik ve ekipmanları ile donatılmış,süreç içerisinde bu donanım ve donatım,
şekil ile beraber özellik değiştirerek devam etmiş ve etmektedir.
İnsan varolan canlı formları arasında,diğerlerine en çok etki edebilen ve onları en çok etkileyen türdür, hiç şüphesiz.Sahip olduğu düşünme,yorumlama ve sonuç çıkarma yetileri ile ekosistem üzerinde en önemli etmenlerden biri konumundadır.
Her ne kadar canlı ve cansız formlar üzerinde söz sahibi olup,onları dolaylı ya da doğrudan etkilesede,insan,varolma serüveninde oldukça ağır bedeller ödemiştir.Bu gezegende varolmak bedel ister...
Değişim ve dönüşümlere uyum sağlayıp,adapte olabilenlerin yaşam ile ödüllendirildiği bu serüven,insan içinde zorlu bir varolma alanı.
Bu varolma serüvenlerinden bir tanesi de insan için ,günümüzde yaşanan KORONAVİRÜS hadisesi.Koronavirüs Çin'in Wuhan eyaletinde ortaya çıkan ve birçok yolla bulaşabilen(solunum,dokunma vb.)bu hastalık akiğerleri tahrip etmekte ve öldürmektedir.Genel olarak belirli bir yaşın üzerinde bulunan bireyler için hayati tehlikeye sebep olan bu bulaşıcı hastalık,dünyanın her yerinde binlerce insanın ölümüne neden olmuş ve olmaktadır.Şu an için bilinen bir tedavisi olmayan bu hastalık insanoğlunun karşısında bir varolma serüvenine daha kapısını aralamaktadır.İnsanoğlu daha öncede bu şekilde yüzbinlerce insanın ölümüne sebep olan bulaşıcı hastalıklar geçirmiş ve varoldukça bu süreçleri geçimeye devam edecektir.Virüsler ve bakteriler de bir varolma savaşı içerisinde, aynı biz insanlar gibi...
Evlerine kapanmış ve hastalığın yayılmaması için mücadele eden insanoğlunun hastalıktan önce neler yaptığına bir tablo ile göz atalım .
Modern dünya diye tabir edilen bu taş devri çağında insan madde ve manaya dair ne varsa tüketti.Çağ aslında modern kölelik ve tüketim çağı.Bu tüketmek sözcüğü bilakis insan içinde anlam kazanıyor,hatta insan en çok insanı tüketiyor.Doğa katleden.diğer türlere yaşama şansı tanımayan ve kendi ihtiyacından çok daha fazlasını tüketen ve israf eden insanoğlu,tükenmek ile karşı karşıya.
Her şeyin bir uyum ve mantık kompozisyonunda birbirine perçinlendiği bu madde,mana ve varolma alanında oyunu ve kuralı bozan sadece insanoğlu.Kendisni ekosistemde en üst sistematiğe yerleştiren ve her şeyi dilediği gibi kullanıp tüketebileceğini sanan insanoğlu,aslında her şeyin doğadanın bir parçası olduğunu ve hiçbir türün diğerinden üstün olmadığını tekrardan hatırlamak ve anlamak eşiğinde.
İnsan bu ekosistemdeki yerini birgün mutlaka anlayacak,peki biribirini anlayabilecek mi?
Sanırım doğayı ve diğer canlıları da anlamanın yolu burdan geçiyor.Hep daha fazlasına sahip olma isteği ile çıkardığı savaşlar,herkesten üstte ve güçlü olmak amacı ile yaptığı entrikalar,hak yemeler,köleleştirmeler ,bir diğerini aç bırakmalar,işgal etmeler ve öldürmeler,birbirimizi anlamadığımızın vesikası değil mi ?
Kendisini mutlak güçlü ve mutlak kalıcı olarak gören tüm sistemler çökmenin eşiğinde...Adalate,düşünce ve insan olma mantığına,ahlaka uygun olmayan tüm varsayım ve realiteler,dünyadaki tüm ağırlığı 1 gram olamayan bir virüse yenilmiş durumda.
Bu perspektifte insan olmanın mantığını ve manasını insanoğlu yeniden hatırlamak zorundadır.
Bilmelidir ki;
-Varolmak her varedilenin hakkıdır,varolma hakkını elinden alma,
-Mutlak güç ve mutlak kudret sadece yaratan ALLAH'A aittir,diğer tüm güçler ve kudretler her an tepetaklak olabilir anla.
-İnsan ,insanın beşiğini sallayan ve varolmasına yardım eden ,anlam katandır,hepsine eşit,adil ve insan onuruna yakışır davranılmalıdır.
-Her insan kıymetlidir,hiçbiri mesleki statüsünden dolayı bir diğerinden üstün değildir,şimdi bir doktora, bir fırıncı ve postacıya,mahale bakkalına ihtiyacımız olduğu gibi.
-İnsan bu varolma serüveninin bir parçasıdır sadece ama sadece,kendisinin ve diğer her şeyin sahibi ALLAHTIR.
-Evreni ve doğayı her hali ile kulanmayı becerebilen insan, bunun son nokta olmadığını bilmeli ve kendisinin bu sürecin düşünen ve etki edebilen,aynı zamanda her an etkilenen bir varlığı olduğunu anlamalı ve unutmamalı.
-İnsan ve diğer canlılar nezdinde yapılan her haksızlığın karşılığının gerek bu dünyada gerekse madde ve mana alemine inanan insanlar için diğer dünyada verileceği unutulmalıdır.
-İnsan kendi kıyısının meçhülü olmaktan,kıyısını keşfeden olursa,ölümün,hayatın,madde ve mananın hakikatine varabilir,her an yeniden varolabilir.
BARIŞ ALTINTAŞ
Yorumlar
Yorum Gönder