Çelik,Demir Beton ve Modernite

 Tenime değen bu rüzgar,kalbimin bahar iklimi gibi...
Kulaklarımın çekiç, örs, üzengi noktalarına melodiler yığan bu dalga sesleri,bu  harmoni,bendimin kendini farkedişi...
Siyah beyaz, gözlerimin basit karmaşıklığını gökkuşağına çeviren renkler, varolmanın heyacanını tadan çocuklar misali Coşkun ve kabına sığmaz...

 Tüm bu kompozisyonun varolma kümesinde ben,burada ama bir yerlerden geldiğinin bilincinde,içinde yabancısı olmadığı ama tam olarak bilmediği bir yere hasret...

 Bu ,gözleri görmeyen karınca,tek kanadı ile uçan akbaba,şu nar ağacı, çöplerde harıl harıl çalışan saprofit bakteri,akciğer solunumu için gün sayan bu çinekop balığı,ben,sen ve öteki,hepimiz bu varolma kümesinin elemanlarıyız.
 Her canlı ve dahi şey olarak adlandırılan her tanımlı ya da tanımsız varlık,kendisi için varolma piramidi içersinde usulca,doğup, yaşayıp,görevini yerine getirip, üreyip,bu evrenden ayrılma işlemini tamamlıyor ve tamamlamakta, tıkır tıkır işliyor basitliğin karmaşıklığı da sistem.
Hepsi belirli alan, sınır ve ölçüde,ölçüden şaşmadan devinimini tamamlamakta...
  Tüm bu canlı formları içerisinde,düşünce,yorumlama, başkaldırma ve irade yetileri ile donanmış olan insan madde,mana ve bilakis ekosistem üzerinde en önemli etmen olarak yer almakta...
 Tüm bu özelliklerin varolduğu bir canlı sınıfının her ne kadar"Düş Alemleri' kuracağı varsayılsa da ,pratikte durum insanlık tarihinin bu yetiler üzerinden tarumar oluşu ile doludur.
Bu perspektifte insan denen kendi kıyısının mechulü olan,belirli sınırlar,belirli mekan ve belirli süre üzerinden varlığını devam ettirebilen  bu biyolojik canlı,bu süreçte kendisi ile beraber canlı ve cansız tüm ekosistemi bir yokoluşa doğru sürüklemeye devam etmektedir,bu sürükleme bilinçten beri bir düşünsel ve eylemsel durum değildir...
  İnsanlık tarihinden beri yapılan savaşlar, katliamlar,kimyasal,biyolojik ve nükleer denemeler,doğa kıyımları,toprak,su ve havaya bırakılan atıklar ile doğa ve varolma koşulları her gün daha da kirlenmekte,makro ve mikro alem ile beraber insan neslini de tükenmeye doğru götürmektedir.
 Modern dönemde çelik,beton ve demir üzerinden şekillenen bu rakamlarının toplamı(21.yuzyil)3 olan mağara devri,insan neslinin katliamlarının daha yasal ve daha bilimsel şeklinin devridir.
 Beton yığınları arasında madde ve mananın anlamını kaybeden insan,bir kuş sesine,bir dalga heybetine,birazcık çıplak ayak ile yürünebilen toprağa hasret kalmıştır.
 Modern mağara çağı olan bu dönem,yasal kölelik ve özgür olduguna inandırılmış yığınların kast sistemi içerisinde, açlık,yoksulluk ve ölümlerine şahittir...
  İnsan denen kendi kıyısının mechulü bu varlık,Habil ve kabil'den beri,adem ile beşer olma mücadelesinde soluk soluğadır.
  Varolma sürecinde her şeyin madde ve canlı bağlamında birbrine perçinlendiği bu serüveni bozan yegâne varlık elimizdeki verilerle sadece insandır...
 Buna son verip,yeni bir soluk,yeni bir anlayış ve yeni bir devinim ile yol alacak olan yine insandır..
 Sahip olduğu ve kendisini her canlıdan farklı kılan temel özellikler ile madde,mana,ekosistem ve kendi türü arasındaki ilişkiler yumağını pozitif yönde değiştirebilecek olan yine kendisidir...
 Bu süreçte kendi benliğinin farkında olan, düşünen,empati kuran,hayal kurabilen ,düşünsel ve eylemsel varlığını tüm varolma sisteminin bir parçası olduğunu kavrayarak yaşayabilen insanlar ,mananın da kapısını aralayacaktır.
 Yeni bir soluk,yeni bir devinim,eylemsel ve düşünsel yeniden varolma,benim,senin,onun,bizim ve hepimizin elinde.
                                     Barış Altıntaş
                                  Kitap"Düş Alemi"

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Kırmızı Çocuklar Ülkesi

🍃🌾Ayağı Kırık Atlar Mevsimi🥀🍂

Ardında Bir Yaşamın